Lazer ışınlarından epilasyon yapmak için yararlanırken temel prensip; kıl ve kıl kökünde bulunan , kıla siyah rengini veren melanin pigmenti ile ışığın etkileşimi, bu sayede ısı oluşumu, açığa çıkan ısı ile de içerisinde kıl mevcut olan kıl köklerinde epilasyon amaçlı tahribat meydana getirilmesidir.
Epilasyon için üretilmiş lazer cihazlarında kullanılan ışının dalga boyu, siyah renk tarafından görülüp emilen dalga boylarındadır. Kıllarda bulunan melanin, üzerine düşen lazer ışınını absorbe eder (emer). Absorbe olan (emilen) ışın, ısı enerjisine dönüşerek kıl kökünü tahrip eder.
Bunun sağlanabilmesi için de kökün içerisinde muhakkak kıl olmalıdır. Epilasyon için uygulamaya gelmeden önce bölgede çıkması beklenen maksimum kılın çıkmış olması gerekir. Uygulama öncesi 1 aylık sürede, kılı cımbız, ağda gibi kılı kökünden çekip çıkararak kıl kökünü boş bırakacak işlemlerin yapılmamış olması gerekmektedir. Kıl olmayınca ışığın köke ulaşma şansı yoktur. Dolayısiyle lazer epilasyon seansı büyük oranda etkisiz olur.
Uygulama öncesi doktorunuz tarafından kıl ve cilt tipi tesbit edilir. Bunun sebebi uygulanacak etkin lazer ışınının dozunun ayarlanmasıdır. Lazer ışınının dozu epilasyon uygulamasının sonuçlarını etkileyecektir.
Lazer uygulamasından hemen önce, etkin epilasyon için uygulama bölgesindeki tüm kıllar ( kılı çekip çıkarmadan sadece yüzeyel kesme işlemi ile) cilt seviyesinde kısaltılır. ( Yüz bölgesine kesinlikle jilet kullanılmamalıdır)
Lazer epilasyon uygulamalarında oluşacak hassasiyeti azaltmak için, bölgeye lokal anestezik krem doktorunuz kontrolünde önerilebilir. Yine lazer epilasyon uygulaması sırasında hassasiyeti azaltmak ve cilt tahrişlerini engellemek için uygulama yapılan bölge soğutucu ile soğutulur.
Epilasyon uygulaması sırasında benlerin üzerine atış yapmaktan sakınılmalı, benler üzerleri kapatılarak korunmalıdır. Bazı hassas ciltlerde lazer uygulaması sonrası bölgeye 24 saat boyunca kozmetik uygulamalar yapılmaması ve işlem sonrasında sıcak su ile temas ettirilmemesi gerekmektedir. Nemlendirici uygulamasında bir sakınca yoktur. Lazer uygulaması yapılan bölgeler tedavi süresince güneşten korunmalı ve yüksek faktörlü bir güneş koruyucu kullanılmalıdır.
Lazer epilasyon uygulaması sonrasında doktorunuz tarafından gerekli görürse bölgeye epitelizasyonu (cilt oluşumunu-yenilenmesini) kolaylaştırıcı bir krem kullanılması cildin yenilenme sürecini hızlandıracaktır.
Epilasyon uygulaması yapılacak kişiye, bir sonraki seansa gelene kadar, çıkan kılları kökünden alacak bir işlem yapmaması-yaptırmaması, ancak ihtiyaç hissederse, kılları sadece jilet veya makasla cilt seviyesinde kısaltabileceği anlatılmalıdır.

  Güzelliğine dikkat eden tüm kadınlar için kaşlar çok önemlidir. Çünkü kaşlar yüzümüzdeki ifadeyi belirler. Daha etkileyici bakışlar için kaşların yüzümüze uygun olarak tasarlanması ve bunun uzun süre yüzümüzde kalmasını isteriz. Bunun için de kaşlarımızı düzenli olarak almak ve aralardaki boşlukları kaş farı ile doldurmamız gerekir. Ancak bunu her gün tekrar tekrar yapmak birçok kişi için oldukça zordur. Ayrıca yanlış kaş alımları sebebi ile zamanla kaşlarımız küser ve gittikçe seyrelir. Bu durumda işler daha da zorlaşır, artık kaşlara şekil vermek neredeyse imkânsız hale gelir. Kaş farını eşit şekilde uygulamakta da ayrı bir sorun. Eğer kaş kılları kalın, gür kaşlı ve esmer tenli bir kadınsanız şanslısınız. Ancak benim gibi açık tenli ve ince telli kaş kıllarınız varsa, bu işlemler çok daha meşakkatli hale geliyor.

“Eee ne yapacağız peki?” diye merak ediyorsanız, cevabı çok basit. İki yol var, bunlardan birini tercih etmek gerekiyor.

Birincisi; kaşlara çok fazla takılmayıp, gençlikte güzeldi ama zamanla bozulması hayatın doğal akışına uygundur deyip geçeceğiz. Başka şeylerle ilgileneceğiz. (Bu benim tarzıma pek uygun değil, ama böyle düşünenlere saygı duyuyorum.)

İkincisi; zamanla seyrelen ve tasarımı bozulan kaşları doğal kıl tekniği Microblading işlemi ile düzelteceğiz. Kaşlarımızı da her gün boyamaktan kurtulacağız. Uzun süreli olarak sabit bir tasarımda kaşlarımızın güzelliğini korumaya devam edeceğiz.

  “Microblading fiyatı 500 TL’dir” diyen de var. Fiyat listesi 1.800 TL olan da. İşlemin yapıldığı yere ve işlemi yapan uzmana göre fiyatlar çok fazla değişkenlik gösteriyor. Burada çok dikkatli bir seçim yapılması gerekiyor.

“Pahalı olan iyidir” demiyorum kesinlikle, çünkü bu şekilde düşünenlerin çok fazla suiistimal edildiğini görüyorum. Ancak her işte olduğu gibi, bir hizmetin fiyatı diğerlerine göre çok daha ucuz ise, bunun bir sebebi mutlaka olmalıdır. Ya kullanılan malzemeler orijinal değildir, ya eksik malzeme kullanılıyordur, yada işlemi yapan kişinin bu konu çok fazla tecrübesi yoktur. Aksi halde neden rakiplerinin çok altında fiyat söylesin ki?

Kıl tekniği ile kaş kontürü uygulaması, klasik bir makyaj uygulamasını öğrenmek gibi 4-5 günlük “teorik” bir eğitimle öğrenilebilir. Birçok kalıcı makyaj uzmanı bu tarz eğitimleri alarak kuaför veya güzellik merkezlerinde çalışmaya başlar. Burada iyi ve kötüyü ayıran şey, tecrübe ve bireysel yeteneklerdir. Kaşlarınızı teslim edeceğiniz uzmanın, yüzlerce farklı cilt tipinde, farklı kaş tasarımında ve farklı renklerde uygulama yapmış olması çok önemlidir. Çünkü herkesin kaşı birinden farklıdır ve işlem sonunda farklı sonuçlar çıkar.

Örneğin, burun estetiği yaptıracak olsanız tercihinizi nasıl yapardınız? Uzun süre sizinle kalacak olan bir işlemi yaparken önce fiyat odaklı hareket etmek daha sonra sizi üzebilir. Yapılacak olan işlem kullanım süresi uzadıkça ve sizin için önemi arttıkça daha hassas davranmak gereklidir.

“Yaşadınız şehirde en pahalı olan en iyisidir” demiyorum. Böyle olabilir de – olmayabilir de. Ancak ucuz olandan uzak durmanızı tavsiye ediyorum. Çünkü yapılacak olan işlem ömür boyu olmasa da kalıcı bir işlemdir ve her gün aynaya baktığınızda o kaşları göreceksiniz. Size bakan herkes de aynı şeyi görecek. Daha güzel olmak için yapılan bir işlemden daha sonra pişman olmayı kimse istemez. Bu sebeple “öncelikle fiyattan bağımsız olarak araştırma yapmalısınız” diyorum. Yapmış olduğunuz araştırmalar sonucunda sizin için en uygun olanları belirleyerek daha sonra fiyat değerlendirmesine geçin. Bu şekilde daha sağlıklı karar verebilirsiniz.

  İşlemi yaptırdınız ama daha sonra beğenmediniz. Tasarımı beğenmemiş olabilirsiniz. Beklediğinizden daha kalın yapılmış olabilir. Rengi beğenmemiş olabilirsiniz.
Zamanla rengi değişmiş olabilir. Sıkılmış olabilirsiz. Veya bunların hiçbiri değil, henüz yaptırmadınız, ama daha sonra kötü olursa ne olacak diye baştan öğrenmek istiyorsunuz. Elbette microblading işlemi sonrasında isterseniz sildirebilirsiniz. Ama burada hata yapmamak, daha sonra hatayı düzeltmekten daha kolay. Baştan doğru tercihlerle karar verirseniz sonra sildirmek için uğraşmanıza gerek kalmaz. Kalıcı makyaj uygulamalarında silme işlemi 2 şekilde yapılıyor. Remover solüsyonlar ile silme işlemi, lazerle silme işlemi. Remover solüsyonlar ile silme işlemi; daha önce cilt altınıza yerleştirilmiş olan boyaların üzerine kalıcı makyaj cihazı ile solüsyonlar uygulanır. Asidik içerikli bu solüsyonlar sayesinde boya ciltten ayrılarak yüzeye çıkartılır. Bu işlemin 1 veya 2 seans tekrarlanması gerekir. Yapılan ilk işlemde kullanılan boya organik içerikli orijinal boya değilse seans süresi uzun olacaktır. Lazer ile silme işleminde, çıkartılmak istenen boya üzerine lazerle atış yapılır. Bu şekilde silme işleminin de 1 veya 2 seans tekrarlanması gereklidir.

  Sonuç;

Kaşlarınız, gözlerinizi ve yüz ifadenizi belirleyen en önemli unsurlardan biri. Kaşlarınıza mutlaka iyi bakmamız gerekir. Kaşlarınıza yaptıracağınız her işlemi, mesleğinde profesyonel kişilere yaptırmaya özen gösterin. Bütçeniz sebebiyle istediğiniz kişiye işlem yaptıramıyorsanız, aslında öncelikli tercihiniz olmayan uzmanlara kesinlikle yaptırmayın. Neticede bu işlem temel bir ihtiyaç değil. İyi hissetmek için yaptırıyorsunuz, sonucunda da iyi hissetmeniz gerekir.

  Muhakkak ki bayanlar için 10 yaş daha genç görünmek her daim önemli olmuştur. İnsanların kendi yaşınızdan daha küçük gösterdiğinizi söylemesi daha genç, daha güzel görünüyorsunuz anlamı taşır. Dolayısıyla bayanlar her zamankinden daha güzel ve alımlı olmak için daha dinç bir cilt yapısına ve pürüzsüz bir yüze sahip olmak isterler.

  Cilt bakımı deyince tabi ki öncelikli olarak yüzümüz akıllara gelmekte. Bu nedenle öncelikle cilt tipinizin nasıl olduğunu tespit etme sonrasında ise cilt tipinize uygun bakım yapmak gerekmektedir. Dediğimiz gibi sağlıklı bir cilt bakımı yapabilmeniz için öncelikle hangi tip cilde sahip olduğunuzu bilmeniz gerekmektedir. Bunu da kendi cilt tipinizle aşağıdakileri kıyaslayarak çok kolay bir şekilde bulabilirsiniz. Eğer; Cildinizde pul pul dökülme meydana geliyorsa.. cildiniz kuru ise cilt üzerinde büyük gözenekleriniz varsa, cildiniz parlak ve yağlıysa cilt tipiniz yağlı ise yüzünüzde sadece alın, burun ve çene bölgeniz yağlı, yanak bölgesi kuru ise cilt tipiniz karmadır. Bütün bunların dışında bakım ürünleri ve makyaj malzemeleri kullandıktan sonra yüzünüzde yanma, kaşıntı gibi etkiler gözlemliyorsanız cilt tipiniz hassastır. Merkezimizde uzmanlarımız cilt bakımı yapmadan önce cildinizi analiz eder ve öncelikle hangi cilt yapısına sahip olduğunuzu belirler. Daha sonrasında cildinizde oluşan sorunlar belirlenerek uygun cilt bakımı yapılmaktadır. Cildinizde herhangi bir sorun yoksa eğer özel bakım yerine temel cilt bakımı uygulanarak cildinizin nemli ve sağlıklı kalması sağlanmaktadır.

  Bu işlem kaşların arasındaki ve çevresindeki boşluklara kalıcı makyaj boyası ile kıl görünümlü çizgilerin yerleştirilmesi işlemidir. Yani aslında kaş kıllarınızın yanına, kaşlarınız ile aynı renkte ve aynı yönde kıllar çiziliyor. Bu çizim yapılırken kalıcı makyaj boyaları ile yapıldığından uzun süreli olarak kullanabiliyorsunuz. Cildin üst tabakasına çizilen bu kıl görünümlü çizgiler karşıdan bakan kişi tarafından ayırt edilemiyor.

  Kaşlarını doğal görünümde kıl tekniği ile yoğunlaştırmak isteyen tüm kadınlar tercih ediyor. Ancak burada konuyu doğru anlamak gerekiyor. Neticede bu uygulama sırasında kaşlarınızın arasına ve etrafına kıl görünümlü ince çizgiler çiziliyor. Doğal görünmesi için ince ve açık renkte çizilmesi gerekir. Fakat ne kadar ince ve açık renkte çizilirse kalıcılık süresi o kadar kısa olacaktır. Bunu anlamak için kalıcı makyaj uzmanı olmanıza gerek yok, herkesin düşünerek bulabileceği basit bir denklem var. Örneğin, beyaz bir kağıda ince düz bir çizgi çizin, hemen altında da daha koyu renkte kalın bir çizgi. Güneşin altında bu kağıdı bekletirseniz önce hangi çizgi kaybolur? Tabiki ince ve açık renk olan daha önce kaybolacaktır.

  Cildimiz yaşayan ve kendisini süreli olarak yenileyen en büyük organımız. Kendisine ait olmayan her türlü yabancı maddeyi yok etmek istiyor. Cilt altında yapılan dolgu ve botoks benzeri maddeleri zamanla yok ettiği gibi, cildin üst tabakasındaki kalıcı makyaj boyalarını da yok ediyor. Bir de bunun üzerine su, güneş, sabun gibi faktörler eklenince süre kısalıyor. Eğer kaşlarınızda çok doğal görünümlü bir uygulama istiyorsanız kalıcılık süresi ile ilgili beklentinizi düşürmeniz gerekiyor. Normal şartlar altında işleminin 1 sene kalıcı olması bence çok iyi bir süredir. Bu süreyi belirleyen diğer bir kritik faktör ise cilt tipi. Kuru ciltlerde işlemin kalıcılık süresi, yağlı ve gözenekli ciltlere göre daha uzundur.

  Eğer yağlı-gözenekli bir cildiniz varsa ve işlemin kalıcılık süresini uzatmak istiyorsanız, kıl tekniğine ek olarak hafif tonda pudralama/gölgeleme yapılmasını tavsiye ediyorum. Çizilen kıl görünümlü çizgiler zamanla silinse dahi kaşların arasındaki boşluklar tamamen açılmayacağı için daha uzun süreli bir kullanım imkanı sağlıyor.

  Herhangi bir sağlık sorunu sebebiyle tedavi süreciniz varsa, işlem öncesinde mutlaka doktorunuza danışmanız gerekir. Kullanılan tüm ürünler Amerika veya Avrupa Sağlık Örgütleri tarafından onaylı, insan sağlığına hiçbir zararı bulunmayan organik ürünler olsa dahi, mevcut tedavi sürecinizde olumsuz bir etkiye veya alerjiye sebebiyet verebilir.

  Diğer bir önemli konu ise; hamilelik ve emzirme sürecindeki kişilerdir. Hamilelik ve emzirme süreci kişinin hormonlarında büyük değişikliklerin olduğu çok hassas bir dönemdir. Her ne kadar kullanılan ürünlerin insan sağlığına hiçbir zararı olmasa da, yine de hamilelik ve emzirme sürecinde kişilerin kalıcı makyaj işlemi yaptırmasını tavsiye etmiyorum. (Bu benim kişisel görüşüm ve tercihimdir. Konu ile ilgili bilimsel bir görüş değildir. Birçok yerde hamile ve emziren kişilere işlem yapıldığını duyuyorum.)

  Hangi mevsimde daha güzel görünmek istiyorsanız o mevsimde yapılmalı ???? Yani işlemin hangi mevsimde yapıldığının pek bir önemi yok aslında. Önemli olan işlem sonrasında 2-3 gün kaşlarınızı sudan uzak tutmanız. Eğer ertesi gün deniz tatiline gideceksiniz işlemi erteleyin. Tatil dönüşünde yaptırmanız daha iyi olacaktır. Kaşlarınızı 2-3 gün sudan uzak tutabileceğiniz her dönemde işlemi yaptırabilirsiniz.

  Kaş kontür uygulamalarında en çok merak edilen sorulardan birisi de budur. Çünkü işlem sonrasında beğenilen kaşlar zamanla gri veya turuncuya dönebilir. Böyle bir renk değişimini elbette hiçkimse istemez. Kalıcı makyaj sonrası renk değişiminin en önemli sebebi cilt alt tonu renginizdir. Cilt alt tonu rengini genelde 3 kategoriye ayırıyoruz. Sıcak, soğuk ve naturel cilt alt tonu rengine sahip kişiler. Eğer sıcak bir cilt alt tonu renginiz varsa, bu durumda kaşlarınıza uygulanacak olan boyanın soğuk renkte olması gerekir. Cildiniz sıcak, pigment rengi de sıcak olursa, daha sonra kaşlarınız turuncuya döner. Soğuk cilt alt tonu rengine sahip kişiler için de tam tersi şekilde renk seçimi yapılmalıdır. Bu seferde sıcak bir renk ile denge sağlanmalıdır. Aksi halde kaşlar griye döner. Burada dikkat edilmesi gereken konu, kaşlarınızın rengi değil, cilt alt tonu renginizdir. Pigmentology konusunda tecrübeli bir kalıcı makyaj uzmanı kişinin cilt analizini yaparak işleme başlayacağı için, doğru renk sıcaklığında yapılan işlemlerde renk değişimi olmaz. Tabi bunun için de uygulamayı yapacak olan kişinin bilgi ve tecrübesi önemlidir.

  Kalıcı oje işlemi tıpkı sıradan bir manikür gibi başlar. Parmaklarınız ve tırnaklarınız iyice temizlendikten sonra tırnaklarınıza bir kat temel oje sürülür. Daha sonra bu temel, UV ışınları yardımıyla 30 saniye içerisinde kurutulur. Daha sonra renkli kalıcı oje sürülür ve o da aynı şekilde UV ışınlarıyla kurutulur. Son olarak renksiz olan en üst kat ojesi sürülür ve o da aynı şekilde kurutulur. İşte hepsi bu kadar, kolay ve hızlı!

  Kalıcı ojelerinizi 2-3 hafta kadar kullanabilirsiniz. Ojelerinizi çok güzel kullansanız bile tırnaklarınız uzadıkça oje aşağı doğru inerek kötü bir görüntü oluşturacağından en fazla üç hafta sonra uzmanına çıkarttırıp tekrar yaptırmanızı tavsiye ederiz.

Tırnaklarınızı istediğiniz gibi kullanabilirsiniz. Sabah uyandığınızda ojelerinizi çizilmiş bulmayacaksınız. Ellerinizi dilediğiniz kadar suya sokun, ne kadar el işi gerektirecek şey varsa yapın ama kalıcı ojelerinizi pes ettiremeyeceksiniz! Bu ojeler gerçekten de araba boyası kadar kalıcı ve pürüzsüzdür.

  Kalıcı ojeler tırnağınızda kalın ve sağlam bir katman oluşturduğu için tırnaklarınız oldukça sağlamlaşacak ve böylece kırılmayacaklar. Eğer kırılma problemi yaşıyorsanız ve tırnaklarınızı sabırla uzatmayı beklemek istiyorsanız bu yöntemi oldukça seveceksiniz! Tırnaklarınız birkaç ay içerisinde istediğiniz uzunluğa gelecek. Eğer birkaç ay beklemek istemiyorsanız protez tırnağa da yönelebilirsiniz.

  Kalıcı oje doğru yapılmadığı takdirde tırnak ve oje arasına giren su küflenmeye sebep olacaktır. Bu sebeple kalıcı ojeyi güvenilir ve kaliteli bir işletmede yaptırmanız oldukça önemli. Kaliteli bir yerde yaptıracağınız bu ojenin fiyatı 70-100 TL arasında değişecektir.

  Kalıcı ojeyi bir profesyonele çıkarttırabilirsiniz ya da evde kendiniz de çıkarabilirsiniz. Normal ojeler kadar kolay çıkmadığı için sabırlı olmalı ve ojeleri soymaya çalışmamalısınız. Çıkarmak için yapmanız gereken, pamukları asetona batırıp tırnaklarınıza sarmak ve sonra üstünü alüminyum folyoyla sarıp 15 dakika kadar bekletmektir. Bu sürenin ardından ojelerin kendiliğinden dökülmesi gerekir. İnatçı küçük bölgeleri küçük tahta sopalarlarla kazıyabilirsiniz.

  Kalıcı ojeden alabileceğiniz en muhtemel hasar çıkarma esnasında olabilir. Özellikle salonlarda aceleyle yapılan çıkarma işlemleri tırnaklarınıza zarar verir. Bunun dışında nadiren de olsa küflenme problemleri yaşanabiliyor. İşinde yeterince uzmanlaşmamış, acemi bir salonda yaptırdığınız işlem eğer düzgün yapılmazsa tırnağınız ve oje arasına giren su ve bakteriler küflenmeye sebep olacaktır.

  Kalıcı oje işlemi esnasında maruz kaldığınız UV ışınları, güneşten gelen Uv ışınlarından daha güçlüdür. Bu sebeple işlem öncesinde ellerinize güneş koruyucu krem kullanmanızı tavsiye ederiz.

  Güzellik ve bakım sektörlerinin giderek gelişmesiyle ortaya çıkan yeniliklerden biri de protez tırnaktır. Protez tırnak kişiye sağlıklı ve estetik bir tırnak görünümü kazandıran bir uygulamadır. Protez tırnak kadınlara büyük bir kullanım kolaylığı sağlamaktadır. Sürekli manikür yaptırmak ihtiyacı hisseden kadınları büyük bir zahmetten kurtarmaktadır. Takma tırnak gibi zahmetli uygulamalardan daha kolay uygulanan bir yöntemdir ve daha doğal bir görünüm sağlar. Hatta kişinin kendi tırnaklarıymış gibi görünür.

  Protez tırnak kişinin kendi tırnaklarının üzerine koruyucu uygulandıktan sonra uygulanır. Böylece gerçek tırnaklara zarar vermez. Ve gerçek tırnağın nefes almasına engel olmaz. Üzerine oje uygulanabilir hatta sürülen ojenin daha kalıcı olmasını sağlar.

  Protez tırnak, tırnak yeme alışkanlığı olan kişiler için uygun bir uygulamadır. Hem estetik bir görünüm kazanmalarını hem de bu alışkanlıktan kurtulmalarını sağlayacaktır. Tırnakları hassas olan, tırnak kırılması problemi yaşan, tırnak üzerinde pürüz, çatlama gibi sorunlar yaşayan kişiler için protez tırnak oldukça etkili olacak bir uygulamadır. Herhangi bir tırnak rahatsızlığı olmayan kişiler de isteğe bağlı olarak protez tırnak yaptırabilirler.

  Kimler kullanmamalıdır; Tırnaklarında ya da ellerinde mantar olan kişiler için protez tırnak uygun değildir. Tedavi olduktan sonra bu uygulamayı yaptırabilirler.

  Protez tırnağın üç farklı çeşidi vardır.

1. Akrilik tırnak: Özel bir toz ve özel bir sıvı karıştırılarak elde edilir. Tırnak ucuna plastik bir tırnak yerleştirilir kalan kısımlar ise bu akrilik sıvı ile doldurulur.
2. Jel tırnak: Bu yöntemde tırnağa bir jel uygulanır ve kurutup rötuşlar yapılarak şekil verilir. Bu yöntem en kalıcı ve doğal duran yöntemdir.
3. Dippig tırnak: Bu yöntem akrilik tırnağa benzer arasındaki fark bu yöntemin mat ve kokusuz olmasıdır.

  Protez tırnağın takılma aşamaları ise şunlardır.

1. Öncelikle tırnağa koruyucu özel maddeler uygulanır.
2. Tırnakların uç kısmına tırnak şekline uygun bir protez tırnak yerleştirilir ve yapıştırılır. Kişinin kendi tırnak şekline ya da isteğine göre şekillendirilir.
3. Yapıştırılan tırnağın doğal durması için kişinin kendi tırnağıyla aynı seviyeye gelecek kadar törpülenir.
4. Törpüleme işlemi tamamlandıktan sonra kişinin istediği protez tırnak çeşidine göre tırnağın diğer kısımları özel tırnak jeli ile kaplanır.
5. En son olarak tırnağın yüzeyi de törpülenir ve parlatılır.

  Protez tırnak istendiği her zaman çıkarabilir. Bunun için de protez tırnağın yaptırıldığı yer olan güzellik merkezlerinden yardım alınması gerekir. Yanlış yöntemlerle çıkarmak tırnaklara zarar verebilir. Çünkü protez tırnaklar özel sıvılarla çıkarılır.

Protez tırnaklar, istenen aralıklarla yenilenebilir. Tırnak uzadıkça alt kısımdan gelen tırnak da tekrar özel protez tırnak jeli ile kaplanabilir.

Protez tırnağı daha uzun süre kullanabilmek için kimyasal maddelerle temas etmemesi önlenmelidir. Oje çıkarırken asetonsuz oje çıkarıcılar tercih edilmelidir. Şampuan dışındaki diğer kimyasal temizlik malzemeleri ile teması yapısının bozulmasına neden olabilir.